Bademciğim şişti diye gittim, tiroid kanseri olarak çıktım.
Böyle okuyunca ne kadar korkutucu değil mi? Ama iyi ki tiroid kanseri olmuşum diyorum. Nedenine gelmeden evvel en çok merak edilen tiroid hastası olduğumu nasıl öğrendiğimdi. Onunla başlayayım.
Oğluma hamileyken zatürre geçirdim, hamile olduğum için hafif ilaçlar verdiler ve tedavi sonuç vermedi. Kontrole gittiğimde doktor ciğerlerimi dinledikten sonra boynumda bir kitle olduğunu fark etti ve antibiyotikle geçmezse genel cerrahi görsün dedi. Tabi sonra oğlum doğdu ve ben o kitlenin varlığını unuttum. Oğlum 3 aylık oldu, zorlu kolik ve beslenme süreçleri geçmişti. Ben yine zatürre oldum. Tedavi sürecim oğlumun idarar yolları enfeksiyonu sürecine denk geldi. Ek gıdaya geçti, alerjileri arttı derken yaşına geldi ve ikinci zatürremin senesi olmuştu. Yutkunma zorluğu yaşadığımı fark ettim. Bademciğimin şiştiğini düşündüm ve KBB’ ye muayeneye gittim. Doktor muayenede bademcikte sorun yok, tiroidinde sorun var dedi. Boyun ve tiroid USG yazdı, sonuçları Genel Cerrahi görsün dedi, ameliyat gibi duruyor ama onlar bilir sen oraya göster dedi.
Filmi Çocuk Doktorumuzun güvendiği bir Radyolog çekti ve içinde kristalleşmeler var dedi. İİAB çekilmeli dedi yani İnce iğne aspirasyon biyopsisi. O da ayrı bir aydınlanma dolu süreç olmuştu. Radyolog Şeyda Hanım biyopsiyi benim iğne korkum yüzünden başkasına emanet etmedi ve kendisi yaptı. Sonuç ATİPİ dediler. O 13 günlük bekleme süreci de ayrı bir tecrübe ve uyanış oldu. Kurul emzirdiğim ve oğlum daha küçük olduğundan 3 ay selenyum kullanıp sonrasında tekrarlama kararı aldı. Bu süreçte sonuçları başka doktorlardan da fikir almak adına Endokrin Doktoru ve Profesör Özay Beye gösterdik, vakit kaybetmeden ameliyat olsun, biyopsinin tekrarına gerek yok dedi.
Buranın altını çizmek istiyorum. Tiroid vücudumuzun çok önemli bir organı ve Genel Cerrahinin DEĞİL, Endokrin Cerrahisinin uzmanlık alanı. Türkiye’ de 21 tane endokrin cerrahı var ve şanslıyız ki 3’ ü İstanbul’ da. Biri Kartal Eğitim Araştırma Hastanesi’ nde, biri Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ nde diğeri de Surp Pirgiç Ermeni Hastanesi’ nde Adem Karakoç. Diğer iki hastaneden sevk randevu almak zor olduğu için Adem Beye gittik. Muayenede tüm olasılıkları net bir şekilde ifade etti. Bana iki seçenek sundu. Tahlillerim normal olduğundan, kitlenin büyük olması ve tek taraflı olması sebebiyle istersen yarısını alalım, kalan yarısı ile hayatına devam edebilirsin. Kanser gelme olasılığın çok düşük dedi. Yaşın genç olduğundan tekrarlama ihtimali az da olsa var dedi.
Peki ben ne yaptım?
Tabi ki tamamını aldırdım. Belirsizlikle yaşayamam, olmayacağı varsa da olur dedim ve doktorumun olmaz dediği kanseri çekmişim haberim yok. Doktor ameliyata girmeden umut doluydu, çıktığında her şeyin yolunda olmadığı çok belliydi ama aklım çocuklarımda olduğundan ve süt sağıp anesteziyi atmaya odaklandığımdan umursamadım. Patoloji sonucu geldiğinde ben Ankara’ daydım. Çam ormanları arasında gezerken doktorum dedi ki ben sana o zaman söylemedim ama ameliyatta organı elime alınca kanserli olduğunu anladım ve sen total demesen de ben totale çevirirdim, dedi. Sonuç KANSERdi. O sonuç beni Radyokaktif İyot yani Atom tedavisine getirdi.
Neden iyi ki Tiroid Kanseri dedim?
Çünkü organı aldırdığınızda, atom tedavisi olduğunuzda hayatınıza minik bir hap kullanarak devam ediyorsunuz. Çok düşük bir ihtimalle lenflere sıçrayabiliyormuş, bunu da aldığınız atom ile yok edebiliyorlarmış. Çok saldırgan ise ve sıçramış ise bazen atom işe yaramayabiliyormuş ve bir ameliyat daha gerekebiliyormuş.
İyi düşünelim ve iyi olsun diyorum. Rabbim zorlaştırmasın, kolaylaştırsın diyorum. Şimdi önümde zorlu bir atom tedavisi süreci var. Neden mi zor? Evlatlarımdan ve sevdiklerimden uzak olmam gerektiğinden.. Sonrasını da onu deneyimleyince anlatacağım ama şunu bilin ki.. Hayat çok güzel, hayat sizi seviyor. Sizde kendinizi sevin. Sevmek için çok nedeniniz var, farkına varın.
Şimdilik benden bu kadar, merak ettikleriniz varsa yazın, her zaman buradayım. Farkındalıklarım mı? Onları ayrıca uzun uzun yazacağım..
Sevgiler
Zehra Dörter
Öncelikle geçmiş olsun diliyorum ,inşallah atom tedavisinden de olumlu sonuç alıp başarıyla atlatırsınız.Ben de 3 ay önce ameliyat oldum troidleren,benim tek taraflı alındı ,diğer parça temizdi,zaten nodül de çok küçükmüş,doktorum hepsini almam dedi,patalloji sonuçlarımda şükür temiz çıktı?? Benim ameliyatımı yapan KBB doktoruydu,endokrinede gittim o çok önemsemedi ,hatta ameliyat olmamamı söyledi,neymiş şuan çok küçük,biraz daha büyüyünce ameliyat veririz dedi,tabi ben o stresle zaman geçiremiyceğim için tekrar KBB doktorumla görüştüm ,sağolsun tüm raporlarımla beni tekrar aydınlattı cesaretlendirdi ameliyat için, bana tek söylediği (evet çok küçük nodüller var ,ama pataloji sonucunu anlattım sana kanser riski taşıyor dedi,bana kalırsa bir şeye daha küçükken müdahale etmek daha sağlıklı olur dedi,velhasıl ameliyattan çok şükür çıktım 2,5 saat sürmüş,çok iyi araştırılmasını tavsiye ederim
Araştırılması konusuna bende katılıyorum. Bedenimizi dinlersek o bize gerekeni söylüyor. Sizde dinleyip ameliyat olmuşsunuz benim gibi.
Çok geçmiş olsun bende 4 temmuzda total treidoktomi oldum sol tarafımda nodül vardı büyüktü hiç riske atmadım ikisi de alındı sonuç papiller ca cıktı… ANTALYA da cocuklarımı bıraktım 2 gün önce GATA da 50 mci atom aldım dün taburcu oldum. Bakalım izalasyon sürecimin bitmesini bekliyorum evimden çocuklarım dan uzakta onlar için ?hepimize geçmiş olsun ?
Size de çok çok geçmiş olsun. Rabbim yardımcımız olsun bu süreçte inşallah. Tekrarı olmadan, evlatlarımızla ve sevdiklerimizle sağlıklı bir ömür nasip olsun 🙂