BİRİNCİ TRİMESTER
Duydunuz muuuu? Güliz Zehra abla oluyormuş, Dörter Ailesi artık hayatına dört kişi olarak devam edecekmiş. #zehragebe
Evet evet 12 haftalık gebeyim. Hatta bugün 12. haftanın 6. günü.. 6 ay kadar bir süredir Güliz Zehra “Ben bebek değilim, büyüdüm ablayım!” diyordu. Cümlenin sonunda ki ünlem ise gerçek çünkü bu cümleyi bir ünlem cümlesi olarak kuruyordu. Anne ve babası olarak bizler ise durumu gerçekten bir kardeş sahibi olma isteği olarak algılamamıştık. Çok yakın iki arkadaşımın evlatları Can ve Mert’ de altını çizerek her cümlesinde “Can Kardeşim” “Mert Kardeşim” diyordu. Zaman böyle akıp giderken ben kendimde ki değişiklikleri fark etmeye başladım. Vücudumda şişmeler, büyümeler başladı ve menstrüasyon dönemim 10 gün gecikmişti. Önce ayaklarım yerden kesilse de sahip olduğum kist yüzünden birden kendime geldim ve bir idrar testi aldım. Sonuç negatifti. Sonra kendime kızdım “Gittin ucuz test aldın, doğru mu değil mi emin değilsin” dedim.
Sonraaa..
Ertesi sabah 6 gün öncesinden doğru sonuç veren bir idrar testi aldım. Bunda da bir net bir bulanık çizgi vardı. Sonucu aldığımda benim için çok özel bir yeri olan Damla’ yı aradım, eşimden bile önce.. Hemen doktorumdan randevu ayarladım ve ikimiz beraber gitmeyi planladık. Fakat o gün işler planladığımız gibi gitmedi ve başka doktora gitmek durumunda kaldım. Hastane ve doktor adını burada paylaşmıyorum fakat kendisi ve söyledikleri hakkında gereken yerlere şikayette bulundum. Sebebi ise son adet tarihime göre yaptığı hesaba göre ben 6 haftalık hamile olmalıydım. Ultrasonda görünen kese ise 4 haftalıktı. Bana bunu açıklarken ya dış gebeliktir ya da düşük yapıyorsundur. Kan tahlili yaptır, ona göre kürtaj yaparız dedi. Mesai saati sonuydu ve yaşadığım hayal kırıklığı, mutsuzluk ve acıyı tarif etmem mümkün değil. Sonuçları kendi doktorum da dahil 3 farklı doktora WhatsApp üzerinden mesaj attık. İyi ki o gün yalnız değildim. Hepsi de normal seyrinde devam eden bir gebelik olduğunu, Beta HCG değerinin takip edilerek kesenin neden küçük olduğu hakkında net karar verileceğini açıkladılar. O akşam süslü bir pasta ve Damla’ nın öğrendiği gün aldığı Yavru Kartal tulumu ile eve gittik. Eşim şaşkınlıktan ne yapacağını ne söyleyeceğini bilemedi. Olanları da öğrenince biraz buruk bir kutlama oldu.
3 gün sonra testi tekrarlayarak kendi doktoruma gittim. Evet kese olması gerekenden küçüktü. Bunun iki sebebi olabilirmiş. Geç döllenme ya da bebekte gelişim geriliği.. İşte bu zamana kadar bekleme sebebim. Bu durumu öğrendikten sonra haftalık rutin kontrollere devam ettik ve 12. hafta kontrolünde bebeğin gelişimi haftası ile uyumlu olduğu, döllenmenin gecikmesi sebebiyle ilk muayenelerde kesenin küçük olduğu netleşti.
Bu süreç hem benim hem de eşim için çok zor geçti. Bebeğin durumu netleşmeden kızımıza söylememe kararı almıştık. Hem de bu süreçte kendisinin tepkisini ölçmek ve ona göre doğru zamanda, doğru şekilde söylemek gerektiği inancındaydık.
Peki Sonra Neler Oldu?
Hayat her şeye rağmen güzellikler ve mutluluklarla dolu. Yeter ki görmeyi bilin. Kızımı birkaç gün önce bir kardeşin olmasını ister misin diye sordum. Ata’ nın Kemal Paşa’ sı gibi ya da Mira’ nın Arya’ sı gibi.. İkisi de çok sevdiği iki arkadaşı ve kardeşleri var. “Anne bana Ata’ nın Kemal Paşa’ sından alın, ben babamla konuşurum” dedi. Ve gerçekten babası eve geldiğinde söyledi. Peki kardeşin olunca ne yapacaksın diye sorduk. “Annem meme verecek, bende oyun oynayacağım” dedi. Anlayacağınız kızımız her şeyin farkında. Sırt üstü yattığım bir gün bana anne karnında ne var diye sordu. Bir gün öncesinde babywearing danışmanlığı için gittiğimiz bir hamile anne adayının karnını sorduğunda babası karnında bebek olduğunu söylemiş ve benim haberim yoktu. Karnımda bir şey yok, biraz şişmiş. Ne olmasını istersin diye sordum ve bebek olsun dedi. Sanırım kardeş haberini duymak için artık hazır. Siz ne düşünüyorsunuz?
Öğrendiğim andan itibaren yaşadıklarımın kısa özetini paylaşıyorum sizlerle. Umarım bu süreci sizde benimle keyifle paylaşırsınız. 13. Hafta yazım ile birlikte görüşmek üzere..
Sevgiyle kalın.
Zehra DÖRTER