Ben yaşadım. “Aç bu çocuk sütün az. Doymuyor, sütün sulu. Kalın giydirme terler. İnce giydirdin hasta edeceksin. Memene karbonat sür pamukçuk olmasın. Poposundan sabun at kakasını yapsın.” Bebeğimin annesi benim ve onun için her şeyin en iyisini zaten yapıyorum. Lütfen yakınlar, dostlar, akrabalar lohusanın psikolojisini düşünün. Her anne bebeği için en iyi annedir ve kendi doğruları vardır. Kabul edin. Bu yazı benim gibi tüm annelerin yaşadıklarını anlatıyor. Tüm anne adaylarının yakınları için de öğretici olsun.

“Sevgili Yakınım;

Dokuz aylık yorucu bir süreçten çıktım; tüm bedenimin, tüm psikolojimin anbean değişmesini, bedenimde bir canlının büyümesini izlemek ruhsal olarak çok yorucuydu, doğumu hiç anlatmıyorum- ki hem eylemsel olarak hem ruhsal olarak oldukça zordu benim için.

Şimdi; tüm bu aşamalardan sonra sahip olduğum minik şey hakkında her söylediğini, anneliğime yapılmış bir hakaret olarak göreceğim, dolayısıyla ben sormadan fikir beyan etme, eğer yardım etmeye çok hevesliysen, mutfak tezgahında biriken bulaşıkları yıka ya da karnımı doyurmam için bana fırsat yarat!

Aşırı yorgun, uykusuz ve dolayısıyla gerginim,benden misafir hizmeti ya da güleryüz bekliyorsan bir yıl boyunca evime gelme.

Başkalarının bebeklerinin başına gelen korku filmlerini hiç merak etmiyorum! Anlatma! (Yüzüstü yatırdığımda boğulur mu diye düşünebilecek kapasitede bir beynim var çok şükür ki ve emin ol senden önceki on misafir de aynı uyarıları yaptı!)

Anlaşılmaya, anlayışa, güleryüze her zamankinden çok daha ihtiyacım var, hayatımı kolaylaştırmaya çalış, stres yükleme, stresimi azalt.

O gördüğün minik şeyi 9 ay karnımda taşıdım, doğurdum ve 7/24 gözlemliyorum; neden ağladığını senden daha iyi tahmin edebilirim, o yüzden tahminlerini kendine sakla. Bebeğim ağlarken zaten yeterince gergin oluyorum o yüzden fikir yürütmek yerine, bana bir bitki çayı yapıp hafif bir müzik açarsan daha fazla yardımcı olursun.

Evin ısısını (ay bu ev çok sıcak terler bu çocuk), bebeğimin giysisini (ince mi o üzerindekiler biraz?) mememden gelen sütü (sütün yetmiyor galiba, aç bu çocuk) farkında olabilecek kadar kendimdeyim merak etme, eğer sormadıysam ben de merak etmiyorum demektir.

Telefonda gelmen için saatlerce yalvarmış olabilirim ancak değişken hormonlarımı ve bebeğimin huzurunu düşünerek uzun uzadıya beni darlama. Huzursuzsam huzur ver. Sohbet etmek istiyorsam sohbet et. Uyumak istiyorsam bebeğimi pışpışla.

Arada sırada “bebeği ben kontrol ederim sen banyonu yap”, “bir duşa gir ben burdayken, ben misafir değilim”, ” ben bebeğe bakarken biraz uyu istersen” gibi cümleler kurmayı dene çünkü fareyi gözleyen kedi gibi bu anları gözlüyorum.

Sizin nasıl çocuk büyüttüğünüzü hiç merak etmiyorum. Zaten büyütmüşsünüz. İzin verin ben de benimkini büyüteyim.

Eski ben olmamı bekleme! Çünkü bu mümkün değil. Hayata kendimden daha fazla değer verdiğim ve deli endişelere sürüklenmemi sağlayan minik bir can getirdim. Hayatımın bundan sonraki kısmında eski halimi anımsatsam da eski ben olmayacağımı bil. Bana baktığın zaman gördüğün kişi değişmemiş olabilir. Ama tüm duygularım, tüm düşüncelerim, bedenim ve hormonlarım değişti.

Herkes doğurdu evet! Tek doğuran ben değilim ama şu an bunu bilmek benim için birşeyi değiştirmiyor!

Yalnızca birkaç ay şımartılmaya, sevilmeye, korunmaya, kayırılmaya ihtiyacım var.

Zor değil.

Sevgiler Lohusa.

Lohusa Depresyonu Farkındalık Haftası bu hafta, destek olun!

Sevgiyle kalın.

Zehra DÖRTER

Yorum Bırakınız